Her yıl düzenlenen New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, ABD’nin yaklaşık 60 yıldır adaya uyguladığı ekonomik, ticari ve mali ablukanın kaldırılması yönünde bir tasarı oylamaya sunuluyor ve kabul ediliyor. Bu tasarı yıllar içerisinde defalarca büyük çoğunluk tarafından, az sayıda karşı oy ve çekimser oy olmakla birlikte kabul edildi. En somut örneği Obana yönetiminin bile karara karşı tutum almadığı 2016 yıllında yaşandı (191: 0). BM’deki durum Trump başkanlığı döneminde gittikçe kötüleşti. 2019’daki son oylamada ABD, İsrail’i ve Brezilya’yı hayır yönünde oy kullanmaya ikna etti. Kolombiya ve Ukrayna çekimser kaldı. Yine de oylamadaki 187: 3 tasarı yönündeki karar çok açık. Almanya, Avusturya ve İsviçre de dahil olmak üzere AB üye ülkeleri yıllardır ablukaya karşı oy kullanıyor ve Avrupalı şirketler ve kurumları da etkileyen uluslararası yaptırımları kınıyor. Bunun dışında, Trump ve destekçileri Küba’ya karşı bu yaptırım politikasını düzenli olarak sıkılaştırıyorlar.
Birkaç somut örnek:
- Helms-Burton Yasası’nın III. Bölümü, ABD vatandaşlarına, 1959 devriminden sonra Küba’da kamulaştırılan Amerikan mülklerini kullanan üçüncü ülkelerin şirketleri ve kurumları hakkında, ABD mahkemelerinde dava açma yetkisi veriyor. Bu uygulama adadaki tüm Kübalıları ve kurumları kapsıyor. Bu yasadan etkilenen kurumlar örneğin eski toprak ağaların arazilerinde kurulan köy okullarını etkileyebilir. Ya da zamanında Amerikan mafyasına ait olan otelleri kapsayabilir.
- Amazon’a Küba kömürü sattığı için dava açıldı.
- ABD turizm şirketi Marriott International, Küba’dan ayrılmak zorunda kaldı.
- Venezuela’dan Küba’ya petrol taşıyan nakliye şirketlerine (shipping line) cezalar uygulanıyor. Ayrıca Küba ile Venezuela arasındaki ticareti engelleme amaçlı uygulamalar mevcut.
Önemli olan finans sektörüne daha fazla uygulama var:
- Western Union ile Küba’ya para göndermek artık mümkün değil
- Çeşitli Avrupalı finans kurumları Küba ile ticaretten ve oraya yatırımdan uzak durmaktadır.
- Yıllardır İsviçre’deki büyük bankalar, UBS ve Crédit Suisse, ulusal kanunların yerine ABD’nin kararlarına uyuyorlar ve ablukayı destekliyorlar. Son zamanlarda ABD imparatorluğunun baskısı, devlet denetimi altında olduğuna inanılan finansal kurumlara bile ulaştı. Kanton bankaları işlemlerde “Küba” ismini görür görmez, İsviçre içindeki ödeme talimatlarını reddediyorlar.
Bu abluka politikasının Küba halkı için dramatik sonuçları var. Aile üyelerinden para transferleri imkânsız hale getirildi, sağlık projelerine dışarıdan destek önlendi, önemli ilaçlar ancak dolaylı yollardan ve aşırı fiyatlarla ithal ediliyor ve taşıma sistemi büyük ölçüde kısıtlandı. ABD siyasetinin 1960’da açıklanan politikasının arkasındaki kötü niyet her geçen gün daha da belli oluyor: Küba’ya para akışı ve ithalat engellenerek, ekonomik krize, açlık ve umutsuzluğa neden olmak istenmektedir. Küba’nın ekonomisini olumsuz etkilemek; düşük maaşlar, açlık ve umutsuzluk ile hükümetin devrilmesine neden olmak istenmektendir.
ABD rejiminin ahlaki yozlaşmasının doruk noktası korona salgınıdır. Kendi sorunlarına rağmen Küba, Covid 19 salgınıyla mücadeleye yardımcı olmak için, 28 ülkeye 3.000 sağlık çalışanı gönderdi. Peki Washington’da nasıl tepki verildi? Dışişleri Bakanı ve eski CIA direktörü Mike Pompeo bunu “insan ticareti” olarak tanımladı ve ardından Kongre’deki aşırı Cumhuriyetçi milletvekilleri Kongre’ye sundukları tasarı ile Küba sağlık personelini ülkelerine alan devletlere baskı uygulamaya başladılar. Bu arada Avrupa hükümetleri boş sözlerin arkasına saklanıyorlar ve ABD ablukasına ve Küba üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı hiçbir şekilde harekete geçmiyorlar. 75. BM Genel Kurulun’da ablukaya karşı kabul edilen önergenin gereğinin ve somut eylemlerin yapılmasını talep ediyoruz. Avrupa’nın ABD’ye diz çökmesi kabul edilemez! Latin Amerika ve başka yerlerdeki egemen devletlere yönelik saldırıları durdurun!
Bunun yüzünden 2021 yılının Mayıs ayına ertelenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesi herkesi, Küba devleti ve halkı ile dayanışmaya ve ablukaya karşı büyük bir dayanışma eylemine katılma çağrısında bulunuyoruz! Birlikte ABD yönetiminin baskısının tırmanışına dikkat çekmek istiyoruz. Büyük posterlerle, radyo haberleriyle, gazetelerde ve sosyal medya kanallarındaki ilanlarla, etkinlikler ve mitinglerle ana akim medyanın ablukaya karşı sessizliğini kırmak istiyoruz. Bu tür suç politikalarının sonuçlarına dikkat çekmek istiyoruz.
Daha fazla bilgi edinin ve aktif olun!
Para bağışlayarak Avrupa çapındaki dayanışma kampanyasını destekleyin!
Diğer örgütler, arkadaşlar, akrabalar ve tanıdıklar ile ablukanın sıkılaştırılmasını ve dayanışma eyleminin desteklenmesi hakkında konuşun.
Unterstützererklärung: pdf
Declaración de apoyo: pdf
Support statement: pdf